Yûnus Emre’nin Dünyâsı

Yûnus Emre hakkındaki en mânidâr ifâdelerden biri onunla aynı devirde ve bir bakıma aynı muhitte yaşamış olan Hazret-i Mevlânâ’ya izâfe edilir. Mevlânâ hazret Yûnus’a dâir kanâatini, “İlâhî menzillerin hangisine çıktımsa, bu Türkmen kocasının izini önümde buldum…” cümlesiyle hülâsa etmektedir. Bu cümle her şeyden evvel, Hazret-i Mevlânâ ile Yûnus Emre’nin aynı mânevî güzergâha rağbet ettiklerini, aynı …

Devamını oku

Müzisyen Evliyâ Çelebi’nin Kayıp Sazları

Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi’nde kendisinin 25 Mart 1611 tarihinde, İstanbul Unkapanı Sağrıcılar Cami yakınında ailesinden yadigâr kalan evlerinde doğduğunu söyleyen, soyunu Fatih Sultan Mehmet’in sancaktarı Yavuz Er’e hatta Hoca Ahmet Yesevî’ye dayandıran müzisyen Evliyâ Çelebi… Bugün içinde bulunduğumuz 2022 yılında 411. doğum yılını kutladığımız ve en iyi bildiğimiz özelliğiyle seyyahlığıyla, gezginliğiyle hafızalarımıza kazınan, cirit oynayan, hazır …

Devamını oku

Zulmü Alkışlayamam, Zâlimi Asla Sevemem

“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer/39/9) Elbette olmaz. Hak ve hakikatin öncüleri bilenler ve inananlardır. Hakkı koruyan ve bâtıl karşısında savunanlar da Hakk’ı tanıyanlardır. İlmin dereceleri olduğu gibi her ilim sahibinin üzerinde daha fazla bilgiye sahip başka bir âlim vardır (Âl-i İmrân 3/7; Yûsuf 12/76). Âlim-i mutlak ise Cenâb-ı Hakk’tır. Doğruyu yanlıştan ayırt etmek …

Devamını oku

İkinci Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Türk Kadını

II. Meşrutiyet Dönemi daha önceki dönemlere nispeten kadınların sesinin daha gür çıktığı bir dönemdir. Daha önceleri kadın haklarını erkek aydınlar savunurken, bu döneme gelindiğinde kadınlar da kendi gelecekleri hakkında daha çok söz söylemeye başlamışlardır. Kitapların yanı sıra dönemin süreli yayınlarında kadınlara dair yazılar yayınlanmış, hatta kadın dergileri boy göstermeye başlamıştır. Ev Hocası, Kadın, Kadınlar Dünyası, …

Devamını oku

Kara Kaplıdan Kara Kutuya: Roman

     Market raflarında, gazete bayiinde, korsan kitap satıcılarının seyyar tezgâhlarında, bilhassa yeni okurların koltuk altlarında görmeye alıştırıldığımız roman, artık kendisini faklı bir mekânda gösterir oldu: Sinema – dizi sektörü.   Uzun kış geceleri aile fertlerini, etrafına toplayıp kurgu dünyasına çeken roman, bu vasfını kaybedeli çok uzun zaman olsa da bu modern gözden ıraklık henüz yeni… …

Devamını oku

Dinlemek ve Duymak

Güzel duyuşunun dilimize yansıyan düzenli bir yapısı var. Görerek duyduğumuz gibi işiterek de duyuyoruz. Nasıl ki her bakış bir görüş değilse, her işitme de gerçekten dinlediğimiz anlamına gelmiyor. Türkçede gerçek dinleme eylemi ruhun hakikatle alakası ve kaçınılmaz bağı üzerinden hayat bulur. Dilimizdeki hikmetli yönelişin altyapısı aynı zamanda Türk kulağındaki yüksek musiki zevkinin kaynağını da beraberinde …

Devamını oku

Feragatler Ufkundaki İstiğna

Gül, Bülbül ve Diken…   “Cemâli zâhir olsa tiz celâli yakalar anı Görürsün bir gül açılsa yanında hâr olur peydâ”   Sahi neydi gül ile bülbülün hâr (diken) davası? Gülü sevmemize hizmet eden şey dikenin gülü sevenlere verdiği tahribat olabilir miydi? Can acısı nedir bilmeyen, yüreğinin pâre pâre oluşuna dikkat kesilmeyen hangi cân dikenin gülü …

Devamını oku

20. (21.) Asırda, Bir Aynadan…

(Gönülden Gönüle Yansıyanlar) Bazıları dünyaya baktığında her şeyin bir hikâyesi var der. Bazıları gördükleri hikâyeleri yeniden kurgular, kitaplara aktarır. Bazen de kitapların kendisi birer hikâye olur. Birazdan bahsedeceğim kitabın hikâyesi bende yıllardır devam ediyor. Hiç beklemediğim bir anda, yaşadığım bir olayda, okuduğum bir yazıda, duyduğum bir sözde… Daha önce pek bilmediğim, yâhut kulaktan dolma, yalan …

Devamını oku

Bir Soru Bir Cevap

SORU: Hocam, Türk toplumuna yaşadığı dramatik kültür kırılmalarının ardındaki özgün telakkîsini tanıtmak, hatırlatmak ona ne kazandırabilir?   CEVAP: Bir çok insan benim Türk Müslümanlığı konusunu modern Türk toplumunun her derdine derman olacak bir yeni ideoloji olarak kurguladığımı düşünüyor. En azından, bunun bir keşif olduğunu fark edenlerse, geçmişten her derde devâ bir selefî form devşirdiğimi zannediyor. …

Devamını oku

Tükçenin Düzü

Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük’de düz– sözü anlam genişlemesiyle birlikte dokuz maddede açıklama bulur. 1. sıfat, Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan: Düz tahta. 2. sıfat Kıvrımlı olmayan, doğru, stabil: Düz çizgi. 3. sıfat Yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan, müstevi. 4. sıfat Kısa ökçeli, ökçesiz (ayakkabı). 5. sıfat Yayvan, altı derin olmayan: Düz kayık. …

Devamını oku

“Hatırlarım Gülüşünü”

    Floresan ışıklarının altında gözlerini açtı. Sol elinin üzerinde büyük ve keskin bir acı hissetti, elini hareket ettirmesine mani olacak kadar büyük ve keskin bir acı. Göz ucuyla ve güçlükle eline bakabildi. Şeklini kaybedecek kadar şişmişti ve merkezden etrafa doğru kırmızıya evrilen mor lekeler vardı. Saçları, alnına ve şakaklarına yapışmıştı. Gözlerini, kabulleniş ve teslimiyete …

Devamını oku

İstanbul’un Bitmeyen Çilesi ve Bitmeyen Zaferinin Hiç Bitmeyecek Hikayesi

Onları  kasaplık koyunlar gibi ayır ve öldürme günü için onları hazırla YEREMYA BAB: 12 AYET: 3 Yer: Topkapı Sarayı bahçesi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi başhekimi profesör, “Yaa azizim, olay gördüğün gibi epey karışık. Şu gayrimüslim iş adamı cinayetine de yepyeni bir boyut eklendi şimdi. Muhtemelen daha da bilmediğimiz nice meçhul cinayete… Burada açık …

Devamını oku

Ararken Kaybetmek

Bir duygu, bir düşünce. Öyle basit değil, hafif değil; olabildiğince karmaşık, olabildiğince yoğun. Güçlü bir yaz mevsiminde ırmak kenarındaki heybetli söğüt ağacının serin gölgesinde bile teskin olmayan bir duygu ve/veya düşüncenin etkisindeydi. Halbuki kediler, köpekler, serçeler, güvercinler, kumrular hatta muhtemelen ırmaktaki balıklar dahil herkes halinden memnundu. Ve elbette insanlar; pek tadım yok, deyip aralarından ayrıldığı …

Devamını oku

Tahassür

        zaman neyi geri verecekti? ıskalanmış bir hayatın külleriyle meşgul ardından bakanlar gözler daima nemli, bakışlar donuk yürünmeyen yolların yolcuları istasyonları doldurmuş soruyorlar geçer mi filan yerden bilmiyorlar sen gittiğinden beri her adres yanlış eksik tüm tarifler her zerresinde ayrılığı müşahede edenler biliyor dönmeyecek olanı firâkların sebebini bilenler ise bırakmışlar esbâbı geriye …

Devamını oku

Türkçenin Yüksekliği

YÜK Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde ‘Yük’ sözü  sekiz ayrı açıklamayla karşılık buluyor. Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi. Bir şeyin ağırlığı. Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar Eşya Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev Yüz bin kuruşluk mal veya tutar. Doğacak bebek. Yüklük. Yük sözünün ilk geçtiği bilinen en eski kaynak Orhun Yazıtlarıdır. Yazıtlarda …

Devamını oku

Meryem Yatışmayan Bir Çarpıntı

Tatsız bir rüya gördüm. Bölük pörçük olayları birleştirmeye, hikayenin oluş sırasını hatırlayıp sebep-sonuç ilişkilerini çözmeye çalışırken uykum kaçtı. Boşverip tekrar uyumaya çalıştım. Uyumaya çalışmak sonuç vermedi. Olan olmuş, deyip geçilmiyor. Rüyada olup bitenler için bile. Soyut dünyada da denge ve mantık aramaktan geri duramıyor insan; ejderhalarla savaşsa, serçelere tutunup gökyüzünde uçsa, yedi başlı ejderhanın peşine …

Devamını oku

Utangaç Türkler

Son zamanlarda utanma duygusunun özgüven yoksunluğu yarattığını çağrıştıran üstü örtülü bir anlayış sosyal medyayı içten içe kemirmeye devam ediyor. Kastım “zamane gençliği çok bozuldu” benzeri bir klişeyi dayatmak değil. Elbette değişen zaman ve koşullar insanların yaşam tarzlarında, düşüncelerinde ve hatta inanma konusundaki duyuşlarında yepyeni ufuklar açacaktır. Fakat insanı kişi yapan bir haysiyeti ve bu haysiyeti …

Devamını oku

Adam Olacak Çocuk

Bir Kuantum Rüyası İlkokuldaymışım. Fen Bilgisi dersindeyiz. İçimde bir sıkıntı var. Öğretmen bana bir soru soruyor, bilemiyorum. Sonra arka arkaya başka sorular soruyor, hiçbirini bilemiyorum. Yanımda da adını bilmediğim bir kız oturuyor. Zilin çalması ile içimdeki sıkıntı dağılıyor. Kız da gülerek benimle dışarı çıkıyor. Bir çocuk geliyor yanımıza, şöyle diyor: “Hadi gelin, bizim mahalleye gidelim.” …

Devamını oku

Türkçe Duymak Hakkında Bir Deneme

TDK Türkçe Güncel Türkçe Sözlük –duymak sözünü beş madde başlığında açıklar: 1. -i Bilgi almak, öğrenmek, haber almak. 2. -i İşitmek, ses almak. 3. -i Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek. 4. -i Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek. 5. nesnesiz, mecaz  Sezmek, fark etmek, hissetmek “Duymak” …

Devamını oku

Bilişelim

Gül ile meşgul olanın, ellerine diken dolaşma tehlikesi de var; ellerine gül kokusu sinme ihtimali de.   Yunus Emre’miz; “Sevelim, sevilelim.” diye özetleyivermiş, biz de çok beğenmişiz. Çok beğenince çok tekrâr etmiş, çok tekrâr edince de genelde anlamı kaybetmişiz. Atasözlerimiz ve deyimlerimiz, anlamını alışkanlığa kaybeden örneklerle dolu. Her birinin üzerinde ilk kez duyuyormuş gibi dursak…  …

Devamını oku