Kategori: Adnan Övenç

Türkiye İnsan Tabiatı Üzerine Düşünmek Zorunda

Türkiye mahkûm edildiği hastalıklı otoritelerin mirasını devam ettirme noktasında ısrar ederek ham duygularına mağlup olmayı alışkanlık haline getirmiş durumda. Muhakemenin devre dışı bırakılıp nedenler üzerine düşünmenin infaz edildiği bu tür alışkanlıklarda mağlubu olunan ham duygunun esiri olunurken gizli bir zevkin duyulmadığına da ikna edemiyorum kendimi doğrusu; zaten yitirmiş olduğumuz kimi erdemleri, güya diri tutmak adına, …

Devamını oku

Ayıpsanacak Bir Yazı: Bir Hissin Dışsallığı!

Bazen Vicdân’ın yani Vücûd’un veya Varlık’ın tazyıkine dayanamaz “His”ler; Fırlatılır dışarı doğru… Tabiat, yenilgiyi burada da kabul etmez. Varlık, aklı aşar. Hislerin ipini zor bela elinde tutmaya çalışan aklı aşar… Tuhaftır! Vicdân’lı İnsan/lık bu durum karşısında kendisini a y ı p s a r. Elbette, insanın kendinde temsil edebileceği Bir Vicdân’ı hala yitirilmemişse. Vicdân’ın tazyıkine …

Devamını oku

Uy-dur-u-yorum: Boğaç Han ve Modern Boğalar ve Bırakın Düşsün!

Türkoloji bölümüne devam etmeye çalıştığım yıllarda Şeyh Galib’in Hüsn ü Aşk’ını okurken karşılaştığım kesîf sembolizm, hikemi çağrışımlarda bulunurdu. Platon’un metinlerini okurken duyduğum pek çok benzer çağrışımı bu metinde de duyardım. Çoğu zaman şöyle olurdu / oluyor: Derin mânayı haiz bir ifade duyup şaşkına dönerdim. Mâna, kendisindeki tasarrufun devamlılık sırrından olsa gerek etkileyip tutuklardı beni. Durdururdu. …

Devamını oku

Müstesna Bir Başa Gelme/ Bana Her şey Ben’i Hatırlatıyor…

“Ölümle birlikte Dasein, bizatihi kendi en zati varlık imkânıyla yüz yüze gelir. Dasein için kendi ölümü, artık -şurada olmama- imkânının olanağıdır. Dasein kendi olma imkânı olarak böylelikle kendisiyle baş başa kaldığında tamamen kendi en zati varlık imkânına atfedilmiş olur.  Kendisiyle baş başa kalan Dasein, başka Dasein’larla olan bütün irtibatlarından arınır. Onun en zati, irtibatsız imkânı, …

Devamını oku