Kategori: Mahmut Haldun Sönmezer

Enformatik Rahatlama

Bize bir “tık” kadar yakın olan teknoloji, sanıldığının aksine her zaman için hayâtımızı kolaylaştırmıyor. Zaman zaman vicdânımızda derin boşluklar yaratıp onulmaz yaralar da açabiliyor. Mâddî hayâtımızı kolaylaştırırken manevî açıdan bizi me’yûs hâle getirebiliyor. Rehâvet ve aczimizle bizi yüzleştirip çelişkilerimizi yüzümüze çarpabiliyor. Dücane Cündioğlu “Motto”sunda; “Kırılmak istemiyorsan kimseye ayna olma!” der. Modern dünyanın iletişim imkânları ve …

Devamını oku

Cumhûriyyet Redd-i Mîrâs Yaptı mı Gerçekten?

    “Göklerde ve yerde kim varsa ondan ister. O, her an yeni bir iş ve oluştadır.” RAHMAN-29. Âyet   Osmanlı redd-i mîrâs yapmadı. Yapsaydı eğer o büyük medeniyyet sentezine ulaşamaz ve beşeriyyete yaptığı katkıyı yapamazdı. Selçukluyu reddetmedi, mîrâsına sahib çıktı ve korudu. Fakat onu, aldığı şekliyle sürdürüp geçmişteki hâl ve terkibiyle de yaşatmayı düşünmedi. …

Devamını oku

Suriye Nedir? Coğrafya mı Yoksa Vatan mı?

İkinci Dünya Savaşı yıllarında İngiliz Başbakanı Churchill, vatanları Alman işgaline uğramış Fransız halkına kimlik dağıtarak İngiliz vatandaşı olmayı teklîf eder. Teklîf, millî vicdânda kabûl görmez. İngiliz tâbiiyyeti altında yaşamayı onuruna yediremeyen Fransız ulusal kimliği bunu reddeder. Çünkü Ortaçağ’dan beri büyük devlet olma vasfını kaybetmemiş Fransa’nın arkasında en az bin yıllık bir târih vardır. Ve tabiatiyle …

Devamını oku

İdâm Cezâevinde Olmaz, Meydânda Olur

Çocukluk yıllarıma ait bir hâtıradır. Babamdan dört yaş büyük olan rahmetli amcam, bir gün rahmetli babamla annemin de bulunduğu bir ortamda, yıllar öncesinde İzmir’de şâhit olduğu bir idâm merâsimini ayrıntılarıyla anlatmıştı bize. Ondan bunu sadece bir kez dinledim. Ölümünden kısa bir süre önce kendisinden bu hâdiseyi tekrar anlatmasını istediğimde ise; “Haldun, hâtırlatma o dehşetli manzarayı …

Devamını oku

Ezberlerden Kurtulmadıkça Kurtulmayız

  “Çocuklarınızı, içerisinde yaşadığınız zamana göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin”    Hz.Ali(k.v)   “Mehdi, bizim tembelliğimizin adıdır.” demişti Aliya İzzetbegoviç. Angaje olduğumuz ezberlerin de mehdi beklemekten bir farkı yok gerçekte. Ona gönül verenler, günün birinde bir kurtarıcının zuhûr edip kendilerini, içine düştükleri sefâletten kurtaracağına inanırlar. Çilesiz, sıkıntısız, tefekkürsüz bir kurtuluştadır bütün ümitleri. Ezberlere olan …

Devamını oku

Okyanus Ötesinden Yalan Rüzgârları Esiyor

Doksanlı yıllarda televizyonlarımızda yayınlanan Yalan Rüzgârı isimli ABD yapımı bir dizi vardı. Yalanlar, sahtelikler ve kirli ilişkiler üzerine kurulu bu dizide Amerikan hayâtının bütün pislik ve defoları resmigeçit yapardı. Mezhebi fazlasıyla geniş insanın bile o diziyi seyrederken midesi bulanırdı. Son günlerde ABD’nin bize karşı yürüttüğü siyâsetin de o diziden hiçbir farkı kalmadı artık. Okyanus ötesinden …

Devamını oku

Riyâ Devri Kapandı Çok Şükür

Tabîr, Fethi Gemuhluoğlu Beyefendi’ye aittir. 1977’de vefât eden merhûm Gemuhluoğlu, bugünleri ta o günlerden görerek; “Küfür ve fitne devri kapandı. Şimdi riyâ devrindeyiz. Onun da eceli gelmiştir beyler. Gözü olana gün ışımıştır!” demişti. Çok şükür, bizler kendisinin engin ferâsetiyle görüp müjdesini verdiği günlere erişmiş olmanın bahtiyârlığını yaşıyoruz bugünlerde. Sadece cumhûrbaşkanımız değil, devlet erkânımız da Batı …

Devamını oku

Kapıkullarıyla Mücâdele Buraya Kadarmış

Batılılar devşirme usûlünü bizden aldılar hiç şüphesiz. Uzun asırlar boyu, aslı Hıristiyan olan çocukların daha büluğ çağına erişmeden devşirilerek içinden çıktıkları dünyaya karşı kullanılmaları, Batılıların zihnini ve muhayyilesini meşgul etmiştir hep. Hattâ içlerinden çıkan İvo Andriç gibileri daha da ileriye giderek gerçeklerle bağdaşmayan fantastik öyküler bile üretmiştir onlar hakkında. Ve bu sistemi iktibâs eden Batılılar, …

Devamını oku

Vekil Bey’e Kızmayalım, Adam Doğruyu Söylüyor!

“Ak Parti, dünyanın en doğru işini bile yapsa, biz CHP olarak sizi alkışlamayız. Milletin bize verdiği görev bu kardeşim.” CHP milletvekili Engin Altay’ın yukarıdaki sözleri kamuoyunca yadırgandı. Bense hiç şaşırmadım. Zîrâ üzerinde biraz düşünürseniz doğruyu söylediğini anlar ve sayın milletvekiline hak verirsiniz. Tabîî burada bir tashîh yapmak lüzûmu var elbet. Çünkü milletin çoğunluğu onlara müzmin …

Devamını oku

Ulubatlı Hasan Yaşadı mı, Yaşamadı mı?

Son yıllarda yazdığı eserler ve yaptığı televizyon programlarıyla göz dolduran bir târihçimiz, İstanbul’un fethi sırasında bayrağı burçlara diken Ulubatlı Hasan nâmıyla marûf bir neferin olmadığını, bu isimde birisinin hiç yaşamadığını, onun uydurma bir karakter olduğunu söylüyor ısrârla. Elindeki sancâğı sûrlara dikerken şehîd düştüğüne inanılan ve bu özelliğiyle destânlaşıp toplumsal hâfızaya yerleşen bu kahramân asker timsâli …

Devamını oku

İrfânımızı Öldüren Sekülerleşme

          “Bu ümit, Neriman’ın neşesini iâde etti. Fakat tramvay biraz ilerledikten sonra Neriman parmağıyla Fahriye’ye caddede bir şey gösterdi:         -Allah aşkına bak! dedi, yol üstünde mezârlık olur mu? Koskoca cadde… Ortasında mezârlık… Mezârlar arasında yaşıyoruz.” Yukarıdaki pasaj Peyami Safa’nın 1931 yılında basılan ünlü romanı Fatih-Harbiye’de geçer. Modern bir yaşantıyla kadîm değerlere bağlı bir …

Devamını oku

Kimlik Kavgasının Gölgesindeki Târihimiz

​   Târihin mahkemesi olmaz, muhâsebesi olur.   Önyargı ve sâbit fikirler bir türlü yakamızdan düşmüyor. Târihe ilişkin ön kabûllerimizse sadece geçmişimizi anlaşılmaz ve efsânevi kılmıyor, idrâkimizi perdeleyerek ufkumuzu da karartıyor. Târih, zamanla inanç haline dönüşen önyargıların toplumdaki kutuplaşmanın da etkisiyle dozunu gittikçe arttırdığı bir disiplin haline gelmiş durumda. Yakından tanıdığım bir hanımefendi bir keresinde …

Devamını oku

Hollanda Kendi Ayağına Sıkıyor

Biz, milli varlığımıza yönelen düşmanca hamleleri geri püskürtüp hamle sahibinin aleyhine çevirmesini bilen bir milletiz. Bunun için gerilere gitmeye de gerek yok. Çoğumuzun içinde yaşadığı, daha dün denebilecek kadar yakın devirler bile bunun örnekleriyle dolu. Todor Jivkov, bir despottu. 1984’ten sonra Bulgaristan’daki soydaşlarımıza dönük asimilasyon politikasının mimarıydı. Zorla isim değiştirmekten ibadet yasağına varıncaya kadar temel …

Devamını oku

Suriye’deki Varlığımız Kutlu Olsun

Bugün “Suriye’de ne işimiz var?” diyenler, geçmişte de aynı şeyi Kıbrıs için söylüyordu. Kıbrıs politikamızı eleştirenler, daha da ileriye giderek adadaki varlığımızın meşruiyetini bile sorguluyordu. Hatta içlerinden bazısı, “O kolordunun orada ne işi var?” diyecek kadar cüceleşmişti. Onlara göre biz, işgalci konumundaydık. Türkiye adadan askerini hemen çekmeli ve uluslararası hukuka aykırı(!) olan bu durum bir …

Devamını oku

Çürümenin Zaferi: Trump

Doğrusu ben Hillary’nin kazanacağını düşünüyordum. Yanıldığımı söylemeliyim. ABD gibi halkın önüne iki adayın çıkarıldığı ve seçmenin ikisinden birini tercih etmeye zorlandığı ülkelerde istenen adaya seçimi kazandırmanın en kestirme yolu, karşısına seçilmesi zor bir şahsı çıkartmaktır. Halkın teveccüh göstermesi imkânsız gibi görünen bir kişiyi aday yapmaktır. İşte Trump, tam öyle bir adaydı. Ne söyleyeceği kestirilemeyen, her …

Devamını oku

“Işıklar İçinde Yatsın” da Ne Demek?

   Toplumdaki kamplaşma farklı derinlikler kazanarak büyüyor. Ayrışmanın sadece siyasi tercih ve hayat tarzı farklılığından ibaret olmadığı açık. Meselenin kültürel alışkanlıklarımıza hatta ortak konuşma dilimize kadar inen veçheleri var. Pek dikkat çekmese de ayrışma en umulmadık noktalarda hatta detaylarda bile kendisini somut tezahürleriyle açığa vuruyor. Bugüne kadar ölenin ardından “Nûr içinde yatsın.” demeye alışmış bu …

Devamını oku

Kemalistlerin Atatürk’e Yaptığını Siz Abdülhamid’e Yapmayın

  Atatürk’ü tabu haline getirenler, onu yıllarca politik bir kaldıraç olarak kullandılar. Evvela onu kendi siyasi kimliklerinin tarafı haline getirdiler, daha sonra da yerleşen bu algı üzerinden kendi konum ve icraatlarını meşrulaştırma yoluna gittiler. Hatta zaman zaman daha da ileriye giderek siyasi muhaliflerini, bir cebir vasıtası haline dönüştürdükleri Atatürkçülük sopası ile tedip etmeye kalkıştılar. Muarızlarını …

Devamını oku

Üç Ayrı Yaşar Nuri Tanıdım

    Seksenli yılların ikinci yarısında tanınmaya başlamış, kimlik ve kişiliğiyle saygı toplamış bir isimdi Yaşar Nuri Öztürk. Özel kanalların olmadığı, devlet televizyonunun birkaç kanaldan ibaret olduğu zamanlardı o yıllar. Sık sık olmasa da ara sıra ekrana çıkıyor, insanların gönüllerini ısıtan konuşmalar yapıyordu. Uzmanlığı tasavvuftu. İhtisas sahası üzerine konuşmasa bile tasavvufi bir neşve ile hasbihal ediyordu. …

Devamını oku

Yenikapı Mitingindeki Samimiyetsizlik

CHP hiçbir zaman samimi olmadı, olamadı. Samimiyetsizliğinin son örneğini ise Yenikapı Mitinginde Genel Başkanı’nın ağzından verdi. Kılıçdaroğlu’nun dilinden bal damlıyordu o gün. Milyonların gözünün içine baka baka aynen şöyle dedi hazret: “Devletin inşaasında liyakat sistemini esas almalıyız. Yani liyakat sisteminden vazgeçmemeliyiz. İnancımız da bunu böyle öngörüyor zaten. Liyakat sistemi önemlidir. ‘İşi ehline ver!’ diyor yüce …

Devamını oku

Darbeye Giden Yol

“Düşmanlarından nefret etme! Muhakemeni etkiler.” Bu replik, Francis Ford Coppola’nın çevirdiği Baba serisinin üçüncüsünde geçer. Bir mafya babası olan Michael Corleone (Al Pacino) haşarı yeğeni Vincent’e (Andy Garcia) öğüt verir bu sözle. Hayran olduğum sahnedir. Filmin senaristi Mario Puzo; kin ve öfkenin, idrak ve muhakemeyi acze düşüren azılı bir düşman olduğuna işaret eder. Müzmin saplantılarından …

Devamını oku