Bu haftaki seminerde Sayın Macit ŞAYİN, Töre’nin Dili Türkçe başlığıyla konuşmasını yaptı.
Macit ŞAYİN “Dil, kültürümüzün hayati bir unsurudur ve varlığı anlamlandırırken ifade imkânı bulduğumuz en önemli kültür şubesidir.” ifadesiyle sunumuna başladı.
Şayin konuşmasında “Dil, bir kültür için belki de en hayati unsur olarak tespit edilir.” diyerek “yaklaşık 300 yıldır Türk dilinin, diğer dillerin baskısını hissettiğini ve Türk düşüncesinin de bu baskıyla beraber farklı formasyonlara yürüdüğünü” ifade etti.
“Diller Toplumların Kutsal Kitaplarıdır”
Mütefekkir Sait BAŞER’in “Diller toplumların kutsal kitaplarıdır.” sözüne dikkat çekerek öncelikle dilin, özelde de Türkçenin Türk milleti için vazgeçilmez olduğuna parmak bastı. Türkçe gibi köklü dillerin kendini yeniden var etme imkânları adeta nükleer bir çekirdek gibi bünyesinde taşıdığını ve dinlerin bile dil ile ifade imkânına kavuştuğuna dikkat çekerek, dil konusunun düşünce hayatının da başat konusu olduğunu söyledi.
ŞAYİN “Neden Töre’nin dili diyoruz?” sorusunu ise 16.yy sonlarında kullanılmaya başlanan Türkçe ibaresi üzerinden anlattı.
Türkçedeki –çe ekinin; adın yönelişini ifade ettiğini, Türk-çe’nin de Türk’e göre, onun tasavvuruna göre anlamına geldiğini söyledi.
Şayin, Dilin her şeyden önce bir dünya görüşünü ifade ettiğini ve Türk medeniyetinin nüvesinde de Töreli varlık anlayışının bulunduğunu belirterek “Türklerin konar-göçer, atlı bir toplum olma özelliği, Türkçenin hareket temelli bir eylem dili olmasını beraberinde getirmiştir. Bozkır hayatının, anlık ve isabetli karar verebilme zorunluluğuna tabii olması, sağlıklı öngörüler için dengeli bir tutumu da zorunlu kılar. Türkler bu dengede varlık-yokluk ikilemine düşmeden, aksine yokluğu da varlığın bir adeta daha yoğun bir formu olarak gördüler. İşte bu itidal çizgisi Türkçe ile ifadesine kavuşarak Töre’nin cihanşumûl bir dünya görüşü olmasını da beraberinde getirir.” sözlerini ekledi.
Türk dilinin estetik yönünün, Türk düşüncesini de etkilediğine ayrıca dikkat çekerken “Kök Tanrı fikrine yaslanan varlık anlayışı, Türkçe vasıtasıyla yüksek Türk duyuşunun süzgecinden geçerek ahlak ve bilgi kavrayışını rafine ettiğini” ifade eden Şayin sözlerine karşılaştırmalı örneklerle, Kant’ın estetik düşüncesi ile Türk duyuşu arasındaki derin uçurumu dinleyicilerin dikkatlerine sunarak devam etti.
Kök Tanrı ifadesindeki Kök kavramı ile görklü ve güzel sözlerinin dil yordamı bakımından aynı anlam kaynağından türediğini söyleyen Şayin “Bir hikmet geleneği olarak Töre fikrindeki ontolojik ve estetik anlayış Türk medeniyetini doğu ve batı medeniyetlerinden bağımsız ve özgün bir konuma oturtur.” dedi.
Türkçenin yabancı dillerin etkisine girmesinin Türk düşüncesini, anlayışını etkilediğinden bahseden Macit ŞAYİN “Türkçe, Töre’yi anlama kılavuzudur ve Türk dili, Töre’nin dilidir.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Seminerimizin tamamını vakfımızın Keyfiyet Mahfili Youtube hesabından izleyebilirsiniz: