Birtakım İnsanlar

Yarım yamalak uykusundan paslı bir dil, dinlenememiş bir beden, yorgun bir zihin, ağır göz kapakları ve güvercin gurultularıyla uyandı. Daha koşu başlamamışken sebepsiz bir usanç duydu. Dışarıda fırıncıyla kımıldamaya başlayan ve her türden erbab-ı meslekle genişleyen her günkü dağdağaya katılmak istemedi. Zihninde listelediği işler gözünde büyüdü de büyüdü. Halbuki insan ister ki gün aydınlanırken şen …

Devamını oku

Günahı Var mı?

İstanbul’un baharı pek keyfîdir; yıl olur, alelacele gelir; yıl olur, beklemekten göz nurunuz söner. Bu yıl, alelacele geldiği yıllardan biri oldu. Henüz 30 Mart, sıcak havalar için çok erken ama siyah takım elbisesinin içinde terledi de terledi. Yaka düğmesi ve kravatı birer kara kuru el oldu, ümüğüne çöktü. Kundurası da ayağını vurdu, serçe parmaklarındaki küçücük …

Devamını oku

Neredeyse

Ben de tam çıkıyordum, dedim. Ben de zaten öylesine uğramıştım, dedi. Bir şey söylemedim. Odanın içinde birkaç amaçsız ve sıkıntılı adım attı. Bakındı. Salındı. Bir köşeye ilişti. Neden böyle, dedi. Nasıl, dedim. Yapma, dedi. Cevap vermedim. Omuzları düştü. Hışımla baktı. Dudaklarını ısırdı. Bir yandan da tırnaklarına baktı. Bacaklarını hızlı hızlı salladı. Saçlarıyla oyalandı. Bazen insanın …

Devamını oku

Münkesir

Kibir senin gözlerini şaşılaştırmış, kör etmeden bir çare düşün. Önünde çırpına çırpına can veren bir gönül var, ölsün de tek gözümün önünde ölmesin, diyorsun; deme. Can vermek müfrit bir şey midir ki? Gördüğüm her ölüyü ciddi gördüm, vakur gördüm ben. Güzel güzel, tatlı tatlı aksini seyretmenin zevkine kapılarak yaklaştın, yaklaştın, yaklaştın; güzelliğini nefesinle kaybettin de …

Devamını oku

20. (21.) Asırda, Bir Aynadan…

(Gönülden Gönüle Yansıyanlar-2) “İçi ummân-ı vahdettir yüzü sahrâ-yı kesrettir” -Niyâzi Mısrî- Acı dolu bir çığlık attı insan! Uçsuz bucaksız kâinâtın bir köşesinde, bir kum tanesi kadar gezegende, küçücük bedeninden bir haykırış koptu. Ancak kendi kadardı… Küçücük bir haykırış! Yine de tüm evrende yankılandı sesi.   İnsan geldi.   Bir zamanlar Vahdet deryasında yüzer, ondan yudum …

Devamını oku

Derin Bir Nefes

Artık sır değil ki bu bir yol hikayesidir. Yol varsa ayrılmak, ayrılmak varsa kavuşmak var. Evvela ki sevmek var. İstememi istersin; isterim, naz edersin. Böyle mi nur istedim, böyle mi gül, böyle mi şeker ver, dedim? Yerle gök arasında sıkıştırıp bıraktın; kanatlarım mı var, pençelerim mi, bilemiyorum. Canıma bir çıngı düşürdün, bir vakit ben de …

Devamını oku

Divan Edebiyatı Vakfı’nda Yeni Dönem Başladı

Divan Edebiyatı Vakfı 2022-2023 faaliyet dönemi, 1 Ekim Cumartesi günü itibariyle başladı. Yeni dönemimizin ilk programında Prof. Dr. Mehmet Mehdi ERGÜZEL beyefendiyi ağırladık.   Divan Edebiyatı Vakfı Başkanı Dr. Sait BAŞER’in kısa bir selamlama konuşmasıyla açtığı programda Prof. Dr. Mehmet Mehdi ERGÜZEL; önce halef ve selef kavramlarını açıkladı.   Halef ve selef kavramlarının Türk kültürüne …

Devamını oku

Yûnus Emre’nin Dünyâsı

Yûnus Emre hakkındaki en mânidâr ifâdelerden biri onunla aynı devirde ve bir bakıma aynı muhitte yaşamış olan Hazret-i Mevlânâ’ya izâfe edilir. Mevlânâ hazret Yûnus’a dâir kanâatini, “İlâhî menzillerin hangisine çıktımsa, bu Türkmen kocasının izini önümde buldum…” cümlesiyle hülâsa etmektedir. Bu cümle her şeyden evvel, Hazret-i Mevlânâ ile Yûnus Emre’nin aynı mânevî güzergâha rağbet ettiklerini, aynı …

Devamını oku

Müzisyen Evliyâ Çelebi’nin Kayıp Sazları

Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi’nde kendisinin 25 Mart 1611 tarihinde, İstanbul Unkapanı Sağrıcılar Cami yakınında ailesinden yadigâr kalan evlerinde doğduğunu söyleyen, soyunu Fatih Sultan Mehmet’in sancaktarı Yavuz Er’e hatta Hoca Ahmet Yesevî’ye dayandıran müzisyen Evliyâ Çelebi… Bugün içinde bulunduğumuz 2022 yılında 411. doğum yılını kutladığımız ve en iyi bildiğimiz özelliğiyle seyyahlığıyla, gezginliğiyle hafızalarımıza kazınan, cirit oynayan, hazır …

Devamını oku

Zulmü Alkışlayamam, Zâlimi Asla Sevemem

“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer/39/9) Elbette olmaz. Hak ve hakikatin öncüleri bilenler ve inananlardır. Hakkı koruyan ve bâtıl karşısında savunanlar da Hakk’ı tanıyanlardır. İlmin dereceleri olduğu gibi her ilim sahibinin üzerinde daha fazla bilgiye sahip başka bir âlim vardır (Âl-i İmrân 3/7; Yûsuf 12/76). Âlim-i mutlak ise Cenâb-ı Hakk’tır. Doğruyu yanlıştan ayırt etmek …

Devamını oku

İkinci Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Türk Kadını

II. Meşrutiyet Dönemi daha önceki dönemlere nispeten kadınların sesinin daha gür çıktığı bir dönemdir. Daha önceleri kadın haklarını erkek aydınlar savunurken, bu döneme gelindiğinde kadınlar da kendi gelecekleri hakkında daha çok söz söylemeye başlamışlardır. Kitapların yanı sıra dönemin süreli yayınlarında kadınlara dair yazılar yayınlanmış, hatta kadın dergileri boy göstermeye başlamıştır. Ev Hocası, Kadın, Kadınlar Dünyası, …

Devamını oku

Kara Kaplıdan Kara Kutuya: Roman

     Market raflarında, gazete bayiinde, korsan kitap satıcılarının seyyar tezgâhlarında, bilhassa yeni okurların koltuk altlarında görmeye alıştırıldığımız roman, artık kendisini faklı bir mekânda gösterir oldu: Sinema – dizi sektörü.   Uzun kış geceleri aile fertlerini, etrafına toplayıp kurgu dünyasına çeken roman, bu vasfını kaybedeli çok uzun zaman olsa da bu modern gözden ıraklık henüz yeni… …

Devamını oku

Dinlemek ve Duymak

Güzel duyuşunun dilimize yansıyan düzenli bir yapısı var. Görerek duyduğumuz gibi işiterek de duyuyoruz. Nasıl ki her bakış bir görüş değilse, her işitme de gerçekten dinlediğimiz anlamına gelmiyor. Türkçede gerçek dinleme eylemi ruhun hakikatle alakası ve kaçınılmaz bağı üzerinden hayat bulur. Dilimizdeki hikmetli yönelişin altyapısı aynı zamanda Türk kulağındaki yüksek musiki zevkinin kaynağını da beraberinde …

Devamını oku

Feragatler Ufkundaki İstiğna

Gül, Bülbül ve Diken…   “Cemâli zâhir olsa tiz celâli yakalar anı Görürsün bir gül açılsa yanında hâr olur peydâ”   Sahi neydi gül ile bülbülün hâr (diken) davası? Gülü sevmemize hizmet eden şey dikenin gülü sevenlere verdiği tahribat olabilir miydi? Can acısı nedir bilmeyen, yüreğinin pâre pâre oluşuna dikkat kesilmeyen hangi cân dikenin gülü …

Devamını oku

20. (21.) Asırda, Bir Aynadan…

(Gönülden Gönüle Yansıyanlar) Bazıları dünyaya baktığında her şeyin bir hikâyesi var der. Bazıları gördükleri hikâyeleri yeniden kurgular, kitaplara aktarır. Bazen de kitapların kendisi birer hikâye olur. Birazdan bahsedeceğim kitabın hikâyesi bende yıllardır devam ediyor. Hiç beklemediğim bir anda, yaşadığım bir olayda, okuduğum bir yazıda, duyduğum bir sözde… Daha önce pek bilmediğim, yâhut kulaktan dolma, yalan …

Devamını oku

Bir Soru Bir Cevap

SORU: Hocam, Türk toplumuna yaşadığı dramatik kültür kırılmalarının ardındaki özgün telakkîsini tanıtmak, hatırlatmak ona ne kazandırabilir?   CEVAP: Bir çok insan benim Türk Müslümanlığı konusunu modern Türk toplumunun her derdine derman olacak bir yeni ideoloji olarak kurguladığımı düşünüyor. En azından, bunun bir keşif olduğunu fark edenlerse, geçmişten her derde devâ bir selefî form devşirdiğimi zannediyor. …

Devamını oku

Tükçenin Düzü

Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük’de düz– sözü anlam genişlemesiyle birlikte dokuz maddede açıklama bulur. 1. sıfat, Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan: Düz tahta. 2. sıfat Kıvrımlı olmayan, doğru, stabil: Düz çizgi. 3. sıfat Yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan, müstevi. 4. sıfat Kısa ökçeli, ökçesiz (ayakkabı). 5. sıfat Yayvan, altı derin olmayan: Düz kayık. …

Devamını oku

“Hatırlarım Gülüşünü”

    Floresan ışıklarının altında gözlerini açtı. Sol elinin üzerinde büyük ve keskin bir acı hissetti, elini hareket ettirmesine mani olacak kadar büyük ve keskin bir acı. Göz ucuyla ve güçlükle eline bakabildi. Şeklini kaybedecek kadar şişmişti ve merkezden etrafa doğru kırmızıya evrilen mor lekeler vardı. Saçları, alnına ve şakaklarına yapışmıştı. Gözlerini, kabulleniş ve teslimiyete …

Devamını oku

İstanbul’un Bitmeyen Çilesi ve Bitmeyen Zaferinin Hiç Bitmeyecek Hikayesi

Onları  kasaplık koyunlar gibi ayır ve öldürme günü için onları hazırla YEREMYA BAB: 12 AYET: 3 Yer: Topkapı Sarayı bahçesi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi başhekimi profesör, “Yaa azizim, olay gördüğün gibi epey karışık. Şu gayrimüslim iş adamı cinayetine de yepyeni bir boyut eklendi şimdi. Muhtemelen daha da bilmediğimiz nice meçhul cinayete… Burada açık …

Devamını oku

Ararken Kaybetmek

Bir duygu, bir düşünce. Öyle basit değil, hafif değil; olabildiğince karmaşık, olabildiğince yoğun. Güçlü bir yaz mevsiminde ırmak kenarındaki heybetli söğüt ağacının serin gölgesinde bile teskin olmayan bir duygu ve/veya düşüncenin etkisindeydi. Halbuki kediler, köpekler, serçeler, güvercinler, kumrular hatta muhtemelen ırmaktaki balıklar dahil herkes halinden memnundu. Ve elbette insanlar; pek tadım yok, deyip aralarından ayrıldığı …

Devamını oku