Türk Aklında Anlayış Ögeleri

Kültür, bilgi ve deneyimin duyuş süzgecinden geçmesiyle oluşan bir yapı. Kültür unsurlarının bir araya gelerek ahenkli bir bütünlüğe kavuşmasına ise medeniyet diyoruz. Kültüre ait birikimin medeniyet olarak görülebilmesi için önemli yapıların teşekkül etmesi gerekir. Bu yapıların başında hiç şüphesiz varlık hakkında özgün bir fikrin oluşması gelir.  Ancak bir fikre sahip olmak da her zaman bir …

Devamını oku

Töre’de Kişilik

Kutadgu Bilig, Kutlanma Bilgisi 30 Kasım Cumartesi günü yapılan seminerde Dr. Sait BAŞER Töre’de Kişilik konulu bir konuşma yaptı. Konuşmasına birkaç noktayı hatırlatmak istediğini söyleyerek başladı ve Töre genel bir hikemi sistem, bunun böyle olduğu Töre’nin kitabı Kutadgu Bilig’de anlatılıyor dedi. “Kutadgu Bilig, Kutlanma bilgisi anlamına gelir, mutluluk veren bilgi değildir. Kut kelimesi Türkçenin en …

Devamını oku

Töre, Beg ve Bektaş

23 Ekim Cumartesi günü Divan Edebiyatı Vakfında, Türkçenin Kalbine Doğru eserinin yazarı olan Macit ŞAYİN’in Töre, Beğ ve Bektaş isimli seminer programı yapıldı. Törenin Dili Türkçe ŞAYİN konuşmasına bu sene vakıfta Töre başlığı etrafında düzenlenen çeşitli seminerler arasında Töre’nin dili Türkçe’nin önemli başlıklardan biri olduğunu söyleyerek başladı ve Sait BAŞER’in bu dönemin ilk seminerinde bahsettiği …

Devamını oku

Töre’nin Beyi

“Bey tabiri, Tanhu Mo-Tun’un adında (Beğ-tun) yer aldığına göre 2300 yıldan beri mevcuttur.” “Aslında boy başkanını gösteren bey (beg) unvanı daha sonra bilhassa 11. Asırdan itibaren (bk. Kutadgu Bilig) zamanla manası genişleyerek günümüze kadar yaşamaya devam etmiştir”[1] Unvanlar, yükümlülüğe atıf yapan bir sorumluluğu tanımlar. Kültürümüzde bazı unvanlar, prensip olarak Töre tüzel kişiliğine hizmetin konumunu ifade …

Devamını oku

Töre Üzerinden Türk Devlet Geleneğine Bakmak

Divan Edebiyatı Vakfında 9 Ekim Cumartesi günü Dr. Sait BAŞER Töre Üzerinden Türk Devlet Geleneğine Bakmak başlıklı seminer konuşmasını gerçekleştirdi.   Neden Töre? Töre konusunun öğrenilmesi, anlaşılması, duyulması, tekrar canlanması adına olan özel bir dikkatimiz olduğunu ve bunun daha görünür olması için programlarda merkez kavramın Töre olmasına karar verildiğini söyleyerek açılış yaptı.   Genetik ve …

Devamını oku

Türkçe İlk Kur’ân Tercümeleri ve Töre

2 Kasım Cumartesi günü yapılan seminerde Prof. Dr. Emek ÜŞENMEZ, Kur’ân’ın satır altı Türkçe tercümelerinde töre ile ilgili kavramları anlattığı bir konuşma gerçekleştirdi. Hattat ve müstensih Türk kadını Şad Melik Konuşmasının başlangıcında ilmi dünyasına bir yenilik olarak taraflarınca bulunan Timurlu Melike Şâd Melik Mushaf’ı ve Özbek Han Mushaf’ıyla  ilgili bilgiler veren Özbek Mushafı’nın öneminden bahsetti. …

Devamını oku

Dil Bilinci mi Lisan Şuuru mu?

Duyuş konusu, Batı felsefi edebiyatındaki adıyla estetik meselesi, Türk düşünce hayatında da her zaman estetik başlığıyla tanımlandı. H. C. Yalçın’ın hikmet-i bedayi tanımlaması ile sınırlı sayıda Türk yazarın güzel sanatlar anlamına gelen bediiyat adlandırmasını saymazsak bu hep böyle oldu. Bu durumun başlıca nedenlerinden biri hiç şüphesiz “dil devrimi” ile dayatılan ideolojik tutumdur. Maalesef elimizde böyle …

Devamını oku

Siyaset, Hukuk ve Ahlak Açısından Töre

26 Ekim Cumartesi günü yapılan seminerde Sayın İsmail DOĞU Töre’ye siyaset, hukuk ve ahlak bağlamında baktığı bir konuşma yaptı. İlk olarak konunun işlenmesi için bir temellendirme olarak dil ve düşüncenin bir düzen içerisinde aktarılması anlamına gelen Antik Yunanca  “Logos” kelimesini ve bilginin kendisi anlamına gelen Arapça “Örf” kelimesini açıklayarak devam etti. “Hiç birşey sabit değildir,  …

Devamını oku

Kök Kavramından Hareketle Töre’nin Müziği

19 Ekim Cumartesi günü yapılan seminerde Dr. Fatma Adile BAŞER hocamız, musikiyi Töre bağlamında anla/t/maya yönelik bir sunum yaptı. ‘Kalıntı Fenomeni‘ Dr. Fatma Adile BAŞER, konuşmasına “kalıntı fenomeni” üzerinden giriş yaparak kalıntının şifahi yönünü izah ettikten sonra bunun temelinde de dil ve musiki olduğunu söyledi. İnsanın kendisinin de bir kalıntı olduğunu; bir yönüyle çok kadim, …

Devamını oku

Töre’de Bey ve Beğeni Üzerine

Beğeni ve beğenme sözleri, eski Türkçe beg/bey kelimesinden türetilmiştir. Beg kökü; üstün görme, konumuna göre yücelik, onaylama ve beğenme ifade eder. Türk dilinde beğenmek; bir fiil olarak bey’in yönelişlerinin hem onayı hem de benimsenmesinden yola çıkarak beğeni kavramına ulaşır. Ayrıca güçlü, sağlam, korunaklı manasında bek sözü ve zengin anlamına gelen bay sözüyle de anlam geçişkenliği …

Devamını oku

Töre’nin Görklü Dili

Görklü sözcüğü TDK Sözlüğünde “güzel, gösterişli” açıklamasıyla karşılık bulur. Kubbealtı Lugatinde görklü: ET Türk. ve halk ağzı. Güzel, gösterişli, uzakta. Mübârek, mukaddes. Dîvânu Lugâti’t-Türk’te ise “Körk; güzellik, körklüg; güzel körkedti; güzelleşti.” başlıklarına rastlıyoruz. Üşenmez’in (YLT) Karahanlı Türkçesi Sözlüğü’nde; Körklüg; Güzel ve gösterişli, daha güzel, en güzel. Körklügrek; daha iyi daha güzel. Körklük; Güzellik, maddeleri dikkat …

Devamını oku

Türkçe, Töre’yi Anlama Klavuzudur

Bu haftaki seminerde Sayın Macit ŞAYİN, Töre’nin Dili Türkçe başlığıyla konuşmasını yaptı.   Macit ŞAYİN “Dil, kültürümüzün hayati bir unsurudur ve varlığı anlamlandırırken ifade imkânı bulduğumuz en önemli  kültür şubesidir.” ifadesiyle sunumuna başladı.     Şayin konuşmasında “Dil, bir kültür için belki de en hayati unsur olarak tespit edilir.” diyerek “yaklaşık 300 yıldır Türk dilinin, …

Devamını oku

Divan Edebiyatı Vakfında Yeni Dönem Başladı

Divan Edebiyatı Vakfı 2024-2025 faaliyet dönemi 5 Ekim Cumartesi günü itibariyle başladı. Türk Milli Kültürüne Töre Merkezli Olarak Bakmak Yeni dönemimizin ilk programında Dr. Sait BAŞER hocamız Türk Milli Kültürüne Töre Merkezli Olarak Bakmak isimli semineriyle yeni dönemimizin açılış dersini verdi. Divan Edebiyatı Vakfında bu sene Töre üst başlığıyla seminerler yapılacağı, Türk devlet ve millet …

Devamını oku

Birtakım İnsanlar

Yarım yamalak uykusundan paslı bir dil, dinlenememiş bir beden, yorgun bir zihin, ağır göz kapakları ve güvercin gurultularıyla uyandı. Daha koşu başlamamışken sebepsiz bir usanç duydu. Dışarıda fırıncıyla kımıldamaya başlayan ve her türden erbab-ı meslekle genişleyen her günkü dağdağaya katılmak istemedi. Zihninde listelediği işler gözünde büyüdü de büyüdü. Halbuki insan ister ki gün aydınlanırken şen …

Devamını oku

Günahı Var mı?

İstanbul’un baharı pek keyfîdir; yıl olur, alelacele gelir; yıl olur, beklemekten göz nurunuz söner. Bu yıl, alelacele geldiği yıllardan biri oldu. Henüz 30 Mart, sıcak havalar için çok erken ama siyah takım elbisesinin içinde terledi de terledi. Yaka düğmesi ve kravatı birer kara kuru el oldu, ümüğüne çöktü. Kundurası da ayağını vurdu, serçe parmaklarındaki küçücük …

Devamını oku

Neredeyse

Ben de tam çıkıyordum, dedim. Ben de zaten öylesine uğramıştım, dedi. Bir şey söylemedim. Odanın içinde birkaç amaçsız ve sıkıntılı adım attı. Bakındı. Salındı. Bir köşeye ilişti. Neden böyle, dedi. Nasıl, dedim. Yapma, dedi. Cevap vermedim. Omuzları düştü. Hışımla baktı. Dudaklarını ısırdı. Bir yandan da tırnaklarına baktı. Bacaklarını hızlı hızlı salladı. Saçlarıyla oyalandı. Bazen insanın …

Devamını oku

Münkesir

Kibir senin gözlerini şaşılaştırmış, kör etmeden bir çare düşün. Önünde çırpına çırpına can veren bir gönül var, ölsün de tek gözümün önünde ölmesin, diyorsun; deme. Can vermek müfrit bir şey midir ki? Gördüğüm her ölüyü ciddi gördüm, vakur gördüm ben. Güzel güzel, tatlı tatlı aksini seyretmenin zevkine kapılarak yaklaştın, yaklaştın, yaklaştın; güzelliğini nefesinle kaybettin de …

Devamını oku

20. (21.) Asırda, Bir Aynadan…

(Gönülden Gönüle Yansıyanlar-2) “İçi ummân-ı vahdettir yüzü sahrâ-yı kesrettir” -Niyâzi Mısrî- Acı dolu bir çığlık attı insan! Uçsuz bucaksız kâinâtın bir köşesinde, bir kum tanesi kadar gezegende, küçücük bedeninden bir haykırış koptu. Ancak kendi kadardı… Küçücük bir haykırış! Yine de tüm evrende yankılandı sesi.   İnsan geldi.   Bir zamanlar Vahdet deryasında yüzer, ondan yudum …

Devamını oku

Derin Bir Nefes

Artık sır değil ki bu bir yol hikayesidir. Yol varsa ayrılmak, ayrılmak varsa kavuşmak var. Evvela ki sevmek var. İstememi istersin; isterim, naz edersin. Böyle mi nur istedim, böyle mi gül, böyle mi şeker ver, dedim? Yerle gök arasında sıkıştırıp bıraktın; kanatlarım mı var, pençelerim mi, bilemiyorum. Canıma bir çıngı düşürdün, bir vakit ben de …

Devamını oku

Divan Edebiyatı Vakfı’nda Yeni Dönem Başladı

Divan Edebiyatı Vakfı 2022-2023 faaliyet dönemi, 1 Ekim Cumartesi günü itibariyle başladı. Yeni dönemimizin ilk programında Prof. Dr. Mehmet Mehdi ERGÜZEL beyefendiyi ağırladık.   Divan Edebiyatı Vakfı Başkanı Dr. Sait BAŞER’in kısa bir selamlama konuşmasıyla açtığı programda Prof. Dr. Mehmet Mehdi ERGÜZEL; önce halef ve selef kavramlarını açıkladı.   Halef ve selef kavramlarının Türk kültürüne …

Devamını oku