Ali Çakır

Yazarın yazıları

Derin Bir Nefes

Artık sır değil ki bu bir yol hikayesidir. Yol varsa ayrılmak, ayrılmak varsa kavuşmak var. Evvela ki sevmek var. İstememi istersin; isterim, naz edersin. Böyle mi nur istedim, böyle mi gül, böyle mi şeker ver, dedim? Yerle gök arasında sıkıştırıp bıraktın; kanatlarım mı var, pençelerim mi, bilemiyorum. Canıma bir çıngı düşürdün, bir vakit ben de …

Devamını oku

Sessiz Sedasız

Sadece akrepten değil, yelkovandan da zehir damlıyor. Anlıyor musun, zaman zehir zemberek. Biraz daha mı ölsek ne ya da biraz daha mı sabah olsa. Sabah olsa ve şehre katılsam. Hayat ne de olsa mührik ve cazip.     Geldin, anlamadım. Kaygılandın, anlamadım. Buradaydın, anlamadım.   Bugün Betül’le karşılaştım. Birdenbire oldu. Bana öfkeyle bakacak fırsatı olmadı. …

Devamını oku

Bulantı

Bu fotoğrafın tamamını gördüm ben. Talihin seyrine muhalif sarı saçlar… Irmağın meyline asi kıvırcık saçlar… Kan ter içinde uyandırıyorsun çocuğu. Nefes nefese koşuyor çeşmeye. Parmaklarının ucunda uzanıyor çeşmeye ama lüleyi çevirecek kudreti yok. Göklerin çatısını omuzlarıma yükleyebilirsin yine, diyor. Küstah. Cesur. Yatışmıyor. İşte sırtını bir kapıya yaslamış, elleri dizlerinde, hızlı nefesler alıp veriyor. Perçemleri terli …

Devamını oku

Cogito

Yelkenlerimi lodos doldurdu. Parmağında işaret bırakmadım. İzim yok. Tuhaf bir yığınız. Bahara inancımızı zedeliyoruz. Yelkenlerimi lodos doldurdu. Haberciler kaynaktan en uzağa boşuna gitmiyor. Zaman olgunlaştığında, zamanın olgunlaşması diye bir şey varsa. Şenlik söndüğünde, şenliğin sönmesi diye bir şey varsa. Belki, eğer belki diye bir şey varsa. Karmaşayı yaşadık. Sol elin sol omzuma tenezzül etti. Nerdesin, …

Devamını oku

Ah

Ölümlü bekler. Ölümlü olduğu böyle bellidir. Ölümlü umar. Umar ki ölümlüdür. Türlü serencamı emerek büyür kıyamet. Serçe, fark et beni. Fark et ve kaç. Kaç ve kurtul. Kurtul ve yakalan. Yakalan, sustur beni. Zaman ne için azalıyor? Bilmiyorum. Ezberimde var ama bilmiyorum. 16.11. Saati merak ediyorsan bu rakamlara bakma, saati bilmez bunlar. Hem o ölüm …

Devamını oku

Issız Çivi

Lodos sermestliği biçiminde. Bahar uzak değil. Kış yakın. Havaya ve toprağa bakarak bahar uzak değil, kış yakın. Yumulursa göz denize şayet. Kirpiklerin koruduğu denize. Düşüncelerin, yeni bir kıtayı keşfe memur kaptanın mürettebatı, bir kapı arıyor hevesin ruhunda. Duvar çiviyi tutmuyor artık ama. Yokladım, çeksem gelecek. Baş parmağımla başından ittim çiviyi duvara doğru, başındaki izler parmağımda …

Devamını oku

Paragrafta Anlam

Ne için? Hiçbir şey yahut her şey. İçin galiba -belki de kesinlikle- lüzumsuz. İçimizi kurcalaya kurcalaya içini önemli bir şeye dönüştürüyoruz olsa gerek. Galiba ve kesin… Galiba ve kesin kağıdın üzerinde yan yana geldi mi mantık çöküntüsü gibi görünüyor. Peki, ya hayatta? Araları bir parça açılsa kıyamet kopar. Sükunetin, engin denizlerin kıyısında neye benzediğini bilmiyorum. …

Devamını oku

Eşikte Bekleyen, Kapının Ardındaki Ruh Olduğunda

“Mâdem ki deniz rûhuna sır verdi sesinden  Gel kurtul o dar varlığının hendesesinden” Bir eşiğe bende olmak için asırlarca yürüyen, çok yaklaşan ama asla ulaşamayan ayakları neden deniz çeker? Bir eşikte asırlarca kapının gıcırtısını duymayı umanları ama asla duyamayanları neden deniz çeker? Bir eşiğin tozunu asırlarca gözlerine sürme yapanları neden deniz çeker? Bir eşikte asırlarca …

Devamını oku