Fakat bu “akşam” bitişin değil, başlangıcın akşamı. Binlerce yıllık “ontolojik itikadını” yüzlerce yıldır kaybetmiş ve aramayı aklına dahi getir/e/meyecek şekilde unutmuş bir milletin; tarihiyle, kültürüyle, mahiyetiyle, ceddiyle, kendisiyle… hâsılı “Töre”siyle tekrar karşılaştığı, tanımaya çalıştığı, bir yerlerden gözünün ısırdığı kutlu bir akşamın ufkundayız. Elhamdülillah! Ne kaybettiğini bilmeyen, arasa bile, ne arayacağını bilebilir mi? Bulsa bile bulduğunun …
Kategori: Ali Çakır
Oca 08 2018
“Öz Yurdunda Garipsin”
Güzel ülkemizde “Seneler, asırlar değişse bile” değişmeyen, kaybolmayan, ihtiyaç anında ortaya atılıveren tartışmalar vardır. Bu tartışmaları taze tutanların niyeti malum; asıl umumun beklentisi ise maalesef tuttuğumuz tarafı açık edip hangi sosyal tabana dahil olduğumuzu göstermektir: Bayramımız mübarek mi olsun, kutlu mu; Allah mesut mu etsin, mutlu mu; hayırlı mı olsun, iyi mi; Mahmut mu diyelim, …
Şub 28 2017
Melek ve Ceset
Bir vapur aldı getirdi meleği, bir vapur aldı götürdü meleği, bir vapur bir daha alıp gelmedi meleği. Kıyıda kalakaldı bir ceset. Nefes alıp veren, bir şeyler yapan, bir şeyler yapmayan bir ceset. Kahve fincanı, çay bardağı soğudu. Ayna çöllerinde yolu. İzi, sesi silinmiş. Hangi kapının arkasında olsa… Hangi kapı çalınsa… Hangi kapı açılsa… Her hamlede …
Kas 04 2015
Sessiz Sedasız
Sadece akrepten değil, yelkovandan da zehir damlıyor. Anlıyor musun, zaman zehir zemberek. Biraz daha mı ölsek ne ya da biraz daha mı sabah olsa. Sabah olsa ve şehre katılsam. Hayat ne de olsa mührik ve cazip. Geldin, anlamadım. Kaygılandın, anlamadım. Buradaydın, anlamadım. Bugün Betül’le karşılaştım. Birdenbire oldu. Bana öfkeyle bakacak fırsatı olmadı. …
Tem 29 2015
Sadece Küçük Bir Sıyrık
“Cehennem dediğin firkatten ve hicrandan başka nedir ki!” Gönlüme baktım. Cehennemime. Firkat ormanlarından getirdiğim hicran odunlarıyla harladığım cehennemime. Baktım. İçimin efsunlu ormanlarında ne ile karşılaşacağını bilmiyorum. Bana hakikatli bir firkat ve merhametli bir hicran ver. Ver ki plastik kozamın içinden gerçekçi bir hayat çıkarabileyim. Aysima. Yürüyoruz. Gizli sancımı fark etmemesi için çaba harcıyorum. Şurda …
May 05 2015
Nehrin Batı Yakasından
I. Kuyruğunu bağladığım al atımın elma gözlerinden, telaşlı gözlerinden, hazır gözlerinden, kızıl gözlerinden öptüm. Başımı al atımın alnına yasladım. Şakaklarını avuçlarımın arasına alıp gülümsedim: Ben senin yükün değil, yoldaşınım. Bütün varlığını, bütün dikkatini, bütün “hazır”lığını ve bütün maceramızı kulaklarında topladıktan sonra gözlerinden bana aktardı. Kararlı ayakları ve mağrur bakışılarıyla beni tasdik etti. “Ak tolgalı beylerbeyi …
Nis 03 2015
Bulantı
Bu fotoğrafın tamamını gördüm ben. Talihin seyrine muhalif sarı saçlar… Irmağın meyline asi kıvırcık saçlar… Kan ter içinde uyandırıyorsun çocuğu. Nefes nefese koşuyor çeşmeye. Parmaklarının ucunda uzanıyor çeşmeye ama lüleyi çevirecek kudreti yok. Göklerin çatısını omuzlarıma yükleyebilirsin yine, diyor. Küstah. Cesur. Yatışmıyor. İşte sırtını bir kapıya yaslamış, elleri dizlerinde, hızlı nefesler alıp veriyor. Perçemleri terli …
Mar 27 2015
Cogito
Yelkenlerimi lodos doldurdu. Parmağında işaret bırakmadım. İzim yok. Tuhaf bir yığınız. Bahara inancımızı zedeliyoruz. Yelkenlerimi lodos doldurdu. Haberciler kaynaktan en uzağa boşuna gitmiyor. Zaman olgunlaştığında, zamanın olgunlaşması diye bir şey varsa. Şenlik söndüğünde, şenliğin sönmesi diye bir şey varsa. Belki, eğer belki diye bir şey varsa. Karmaşayı yaşadık. Sol elin sol omzuma tenezzül etti. Nerdesin, …
Mar 06 2015
Ah
Ölümlü bekler. Ölümlü olduğu böyle bellidir. Ölümlü umar. Umar ki ölümlüdür. Türlü serencamı emerek büyür kıyamet. Serçe, fark et beni. Fark et ve kaç. Kaç ve kurtul. Kurtul ve yakalan. Yakalan, sustur beni. Zaman ne için azalıyor? Bilmiyorum. Ezberimde var ama bilmiyorum. 16.11. Saati merak ediyorsan bu rakamlara bakma, saati bilmez bunlar. Hem o ölüm …
Mar 02 2015
Issız Çivi
Lodos sermestliği biçiminde. Bahar uzak değil. Kış yakın. Havaya ve toprağa bakarak bahar uzak değil, kış yakın. Yumulursa göz denize şayet. Kirpiklerin koruduğu denize. Düşüncelerin, yeni bir kıtayı keşfe memur kaptanın mürettebatı, bir kapı arıyor hevesin ruhunda. Duvar çiviyi tutmuyor artık ama. Yokladım, çeksem gelecek. Baş parmağımla başından ittim çiviyi duvara doğru, başındaki izler parmağımda …
Şub 16 2015
Paragrafta Anlam
Ne için? Hiçbir şey yahut her şey. İçin galiba -belki de kesinlikle- lüzumsuz. İçimizi kurcalaya kurcalaya içini önemli bir şeye dönüştürüyoruz olsa gerek. Galiba ve kesin… Galiba ve kesin kağıdın üzerinde yan yana geldi mi mantık çöküntüsü gibi görünüyor. Peki, ya hayatta? Araları bir parça açılsa kıyamet kopar. Sükunetin, engin denizlerin kıyısında neye benzediğini bilmiyorum. …
Şub 22 2014
Eşikte Bekleyen, Kapının Ardındaki Ruh Olduğunda
“Mâdem ki deniz rûhuna sır verdi sesinden Gel kurtul o dar varlığının hendesesinden” Bir eşiğe bende olmak için asırlarca yürüyen, çok yaklaşan ama asla ulaşamayan ayakları neden deniz çeker? Bir eşikte asırlarca kapının gıcırtısını duymayı umanları ama asla duyamayanları neden deniz çeker? Bir eşiğin tozunu asırlarca gözlerine sürme yapanları neden deniz çeker? Bir eşikte asırlarca …
- 1
- 2