Kök Kavramından Hareketle Töre’nin Müziği

19 Ekim Cumartesi günü yapılan seminerde Dr. Fatma Adile BAŞER hocamız, musikiyi Töre bağlamında anla/t/maya yönelik bir sunum yaptı.

Kalıntı Fenomeni

Dr. Fatma Adile BAŞER, konuşmasına “kalıntı fenomeni” üzerinden giriş yaparak kalıntının şifahi yönünü izah ettikten sonra bunun temelinde de dil ve musiki olduğunu söyledi. İnsanın kendisinin de bir kalıntı olduğunu; bir yönüyle çok kadim, eski bir tarafıyla da çok taze, hayatta ve yürüyüş halinde olduğunu belirtti.

 

‘müzik duyguların dilidir’

Müziğin duyguların dili olduğunu belirten BAŞER; insanın, doğduğu andan itibaren sesler dünyasıyla hemhal olduğunu ve dilini öğrenirken kelimelerin arkasındaki ses akışlarıyla beraber müziğini de öğrendiğini ekledi. Ayrıca insanın kimliğini eski ve yeninin aynı anda ilerlemesiyle yani kalıntılarla birlikte inşa ettiğini vurguladı.

 

‘müzik ve dil bizi köklerimizle bağlantı halinde tutar’

Anadilin -bizim için Töre’nin dili Türkçe- bizi inşa eden bir şey ve müziğin de onun bir eşlikçisi olmasından, bunların da bizi köklerimizle bağlantı halinde tutan birer zemin olduğundan bahsederek konuşmasına devam etti. İnsan seslerin içine doğuyor ve sesler iki türlü oluyor: İçine doğduğumuz ortamların bize sunduğu sesler ve iç seslerimiz, diyerek seslere yüklenen anlamların da bir dil olduğunu tekrar belirten Fatma Adile BAŞER, toplumca ortak duyuşların bir süre sonra ortak duyguları temsil eden müziklere dönüşebildiğini söyledi.

‘Töre için söylenen kategoriler onun müziği için de geçerlidir’

Bütün bunlar Töre’nin dönüştürdüğü bakış açısıyla yürüyor diye devam eden Dr. BAŞER Töre için söylenen kategorilerin müzik için de geçerli olduğunu ekledi. Örnek olarak ise Türeyiş Kanunu’nun Türkçede eklemeli olarak işlediğini ve müziğinde aynı şekilde bir köke ekleme yapılarak oluştuğunu söyledi. “Müziğin üremesi ve sizin duygularınızı temsil ediyor olması Töre’nin işlediği bir yer, neresine bakarsanız bakın ister teoriye ister icra unsurlarına ister repertuarına bakın Töre işlemiş oluyor.” diyen BAŞER, tarihi açıdan da Töre ve müziği bağlayan bir örnek olarak da “devlet” üzerinde durdu.

‘Türkçede müziğe “kök” veya “kü” denir’

Töre’nin devam şartı olan devletin ilanında müziğin kullanıldığını, müzik kelimesinin Türkçesinin  “kök” veya “kü” olduğunu ve kelimenin ilan anlamına geldiğini belirtti.

 Bir şeye ne mana veriyorsanız onu o şekilde biçimlendirirsiniz dedi ve müziğe kök denilmiş olmasını ona bir kutsiyet kattığını ve Tanrı’nın da kök olduğunu ilave etti. Müziğe Töre’nin ilanı kutsiyetiyle baktığınızda müziğin çok anlamlı hale geldiğini söyleyerek devam etti. Töre’nin ilanında kullanılan kökte köslerin merkezde olduğuna dikkat çeken BAŞER Türk müziğinin devamında da oradan gelen ihtişamlı, gösterişli seslerin mehter marşları, Mevlevi ayinleri, klasik fasıllar gibi bütün müziklerimizde devam ettiğini söyledi. Aynı zamanda askeri ve mücadeleci bir üslupla yürüdüğü için ritim konusunda disiplinli oluşlarını da vurgulayarak ekledi.

‘tutkun olduğumuz şey dilimiz, müziğimiz, hikayelerimiz’

Fatma Adile BAŞER, biz kadim bir hikmet geleneğinin sahibiyiz ama maddeye o kadar da bağlı değiliz, eşyayı biriktirmek gibi bir tutkumuz yok, tutkun olduğumuz şey dilimiz, müziğimiz, hikayelerimiz: bunları biz hep yanımızda taşıyoruz. Onlara yeni soylar ve gittiğimiz yerin şartlarını da ekliyoruz, diye ekleyerek konuşmasını tamamladı.

 

Seminerimizin tamamını vakfımızın Keyfiyet Mahfili Youtube hesabından izleyebilirsiniz:

 https://www.youtube.com/watch?v=SqYsPeENmM4

Bir cevap yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.