Tanrı Kara İmiş!

Birsen Elveren“Kendimi affettim.” diyordu, Safiye Erol. “Kendimle birlikte bana kötülüğü dokunmuş herkesi affettim ve kendimle birlikte onların da öldüğünü fark ettim.” Burada söylediği, her şeyin yok hükmünde olduğunu anlamış olması değil mi? Her şeyin, nefsin oyunlarından ibaret olduğunu anlamış olması değil mi?

Gerçekten gönül dediğimiz şey “Gönül” olsa idi kırılır mıydı efendim? Elbette “kabağın sahibi” bizden ve ötekinden fiillere devam ediyor da biz oradaki sebepleri fark edemiyoruz. Ötekindenmiş gibi görünen şey, aslında kendi yaptıklarımızın sonucu olarak karşımıza çıkıyor her köşe başından. İşte onun için kendine getirici “affet” nasihati, “olayların gerisini fark et, kendini yapıp ettiklerinle fark et” demek istiyor. Yani “muhatabı bırak” diyor, “mesajı anla, kendini gözden geçir” diyor. “Ârizî, özünde olmayan, negatif duygulardan kurtul. Yüklendiğin dünya gibi onlar da birer yük. Aslını bul, kendini dizayn et, gönlündekini tanı.”

Etrafta gördüğümüz hemen hemen bütün olup bitenler nefslerimizin çarpışması. Okuyup ibret almamız için Âlemlerin Rabbi’nin merhametiyle sürekli sahneye konan bir oyun! O, kendisini hissetmemizi, ondan olan özümüzü bulmamızı istiyor ya! Gönlümüze ulaşmamızı istiyor.

Gönül “Gönül” olaydı hiç kırılır mıydı? Ama ya o Gönül’ün sahibinin kırılması! Kabak, sadece “bakıyor”, öyle bir “Gönlü” var! İşte o zaman “Kabağın Sahibi” olaydan bağımsız gibi görünen yeni oyunla perdeyi kapatıyor.

 

https://ismailhakkialtuntas.com/2016/12/24/tanri-karadir/

Bir cevap yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.