Arkadaşım Mehdi Genceli’nin şahane bir yazısını okumuştum geçenlerde, ezberci eğitimle ilgili… Okumak için Azerbaycan’dan Türkiye’ye geldiğinde kendisine burada ezberci eğitim var, ders konularını ezberleyerek sınıfı geçersin demişler… O da ezberciliğin çok önemli bir iş olduğunu düşünmüş ilk önce…
Bugün de bir öğrencim aynı şeyi söyledi… Hiç bir şeyi öğrenmeden ezberleyip sınıfı geçiyorlar hocam, dedi; bütünlemeye kalmadan geçmiş arkadaşları hakkında…
Konuları ezberleyerek geçmek ama hiç bir şey öğrenmemek…
Sanırım olumsuz anlamdaki bu moda “ezberci eğitim” tabiri, bilhassa eski medrese eğitiminin yanlışlığını vurgulamaktan yadigâr kaldı bugünkü insanlara…
Peki ama Türkiye’de ezberci eğitim var mı sizce?
Bana kalsa…
Türkiye’de ezberci eğitim olsaydı en başta imlâ sorunumuz olmazdı…
Güzel yazma ve konuşmanın öğretilmesinde ve öğrenilmesinde bu derece güçlük çekilmezdi… Meşhur şahsiyetlerin güzel yazıları ezberlenirdi meselâ, örnek alınırdı…
Sonra çok güzel yabancı dil öğrenilirdi…
Cumhuriyet dönemindeki birçok şairin şiiri ezbere bilinirdi…
Hattâ aruz unutulmazdı…
Belki bizde de Fuzulî, Baki, Nedim, Şeyh Galib divanlarından fala bakılırdı…
Tevfik Fikret, Mehmet Akif yanı başımızda olurdu…
Türkiye’de ezberci eğitim olsaydı lise öğrencisi yazılı kâğıdına Tevfik Fikret’in ismini Tefik Fikri şeklinde yazmazdı…
Galiba sorun şurada:
Bizde eğitim kavramı yeterince anlaşılamıyor…
Bilgi’nin önemi bilinemiyor…
Ne işime yarayacak sorusu zaten bunu çok güzel ifade ediyor…
İnsanlar işlerine yaramayacaksa şayet bilmemenin daha faziletli olduğu kanaatindeler…
Belki bu yüzden faydasız ilimden Allah’a sığınıyorlar, “hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” hükmünü göz ardı ederek üstelik…
Gereksiz bilgi diye bir kavram var bizim ülkemizde, hocasından öğrencisine kadar herkesin ağzında…
Bilgi’yi sırtta bir yük gibi algılıyorlar… Allah muhafaza onun bünyeye zarar vereceğini düşünüyorlar…
Bilgi’yi bu yüzden küçümsüyorlar…
Bilgi’nin öğrenilmesine de kısaca ezberci eğitim diyorlar…