Bana Bir Masal Anlat Babaanne

Gülasfi MelanBana bir masal anlat babaanne, çocukluğumda senden heyecanla dinlediklerimden olsun. Onlarda masumiyet, sevgi ve üzüntü daha samimiydi. İyi yürekli insanlar vardı ve onlar hep kazanırdı masalın sonunda.

Sonra… Evlerdeki kış geceleri de bir başka güzeldi eskiden. Yanan sobanın sıcaklığıyla kaynayan kestanelerin de tadı bir başkaydı mesela. Kış geldi mi kestaneler çıkmaya başlar bu ise herkese başka bir mutluluk verirdi.

Yine böyle bir akşamdı. Dışarıda hava buz gibi, bizim oda ise sobada yanan odunlarla sıcacıktı. Halamlar bize misafirliğe gelmişti. Odayı kestane kokusu sarmıştı çoktan. Türk kahvesi, çay derken geldi sıra bizim kestanelere. Kış gecelerinde eskiden kestane yeme adabımız; sofra bezini yere sererek, tencereyi de ortaya koyarak hep beraber onun çevresinde muhabbet ederek yemekti. Kestane yerdik ama ille de o sofra bezinin etrafında yapılan sohbet bir başkaydı.

Yemek yapıldıktan sonra domates, salatalık, havuç, lahana, elma kabukları çöpe atılmaz, hayvanlar karnını doyursun diye ayrı bir yere biriktirilirdi. Otlarımız da sırf hayvanlar yesin diye makineyle değil, çaba ve emek sarf edilerek orakla tek tek kesilirdi. Dedem bu konuda çok dirençliydi, otlar makineyle kesilmeyecekti!

İnsan biraz daha fazla düşünmeye başladığında eski değerlerimizin aslında ne kadar kıymetli değerler olduğunu daha iyi kavramaya başlıyor. Evet, eskiden insanlarımız israfa karşı daha duyarlıymış. Sevgiler de daha samimiymiş, ikram şekli de.

Bana bir masal anlat babaanne. Şöyle tüm çocukları önüne toplayıp heyecanla anlatarak dinlettiklerinden olsun. O yıllarda çocuklar için bayram çok sevinçli ve huzur doluydu. Bayramda verilen her kuruştan mutluluk duyulurdu.

Dedim ya, bana bir masal anlat babaanne. Şöyle genç neslin masalları hatırlayıp kaybedilen değerleri hatırlatacaklarından olsun. Çünkü artık çocuklar; babaannelerinden masal dinleyemiyor, yenilen kestaneler de eskisi gibi lezzetli değil. Herkes kendi tabağına ya da köşesine çekiliyor. Bahçenin otlarını, yemeklerin kalıntılarını desen düşünen yok. Hayvan zaten hiç yok. Çocukların çoğu doyumsuz ve mutsuz. Bana bir masal anlat babaanne. Gerçekler artık taşınacak gibi değil.

Bir cevap yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.