Bir Sevgilim var!
Yan bakanı yakacak kadar, yüreğim yanar!
Bir Sevgilim var!
Serap olduğumu bilerek, aşinâlığıma sarıp,
çölleri koyverip yollara düşecek kadar.
Bir Sevgilim var!
Sırlanan zakkum ağaçlarının,
titreşen semâlara haykırışlarını,
duyup da duymamazlığa gelen.
Kalbim dağlanmaya başlar,
dargın ağaçların huzursuzluğunda.
Dokununca, ne ağaç huzursuzluğu
ne dağlanan bir kalp.
Bir sevgilim var! Günahlarımı okşar.
Bir sevgilim var!
Âcizliğime gülen,
çıplak ayaklarıma kavîlik yükleyen.
Bir sevgilim var!
Yüzüm kızarıyor ya,
rüzgârda dağılan karıncalar,
çok can sıkıcı buluyorum yalnızlığı,
kaç evin aynası vardır bilmem ki?
Aynalarla konuşan kaç kişi?
Ya karıncalar?
Bir sevgilim var!
Göğe açılan ellerimde,
elbet bir hinlik vardır.
Tenimde dinlenen gölgem,
zilzurna sarhoşsa,
Uykularımı yırtarak gelen,
düşler
sağa sola sapmışsa,
şeffaf bir barınak arıyorsam,
öfkeli bir ürperdi varsa içimde,
bakma bana güzelim!
Kusurluyum ben!
Kusurlu güzelliğim vallahi senin bakışındandır!
Bir sevgilim var!
İçimde yanan şehir,
dışımda berrak bir aydır.
Tutkunun tutsağı olmuş ya ömür,
içime çektiğim nefes,
artık parmaklık ardındadır.
Malum sonuna geldik artık
İyi giyinmiş fiyakalı kelimeler
salındı,
ve gökten üzerine gizlice bir
nur yağdı.
Elâlemin dediklerinden değil işte,
Harcıâlem bir aşkla da değil,
Sermayemi “şükür” eyleyen
Bir sevgilim var!
Parmaklıklar ardında bir yürekten, sadece ; Şükür