Sevgi, sevenle sevileni birleştiren bir iksir.
Sevenler birbirlerinde yitiklerini bulur, birbirlerinde yok olurlar.
Sevgilisini bulmak, esasen eksiğini tanımak ile eşdeğer…
Sevgili, kendinizi içinde yeniden yarattığınız veya başka bir açıdan tükettiğiniz bir mayalanma teknesi…
Bu yok oluş, aslında yepyeni ve daha geniş bir kişiliğe doğmak demektir.
Seven kimsenin hamlesi, “ben”i adına değildir. Öyle olsa bir gönüllü can verişe razı olunmazdı… Âşık, kendini eksiğini tamamlayan aslına atmaktadır.
Asırlarca ateş ile pervanenin hikayeleriyle yaşayan bir milletin çocukları bu yanmayı iyi bilmelidir.
*
Bir cüz’i tecelliye bağlanmak da sevmektir, o cüz’iyyetteki “Asıl Özne”nin varlığın her noktasında ışımakta olduğuna ünsiyet kurup, sevgisini her an bir yeniden doğuşla, alemin görünür hudutlarına kadar yayan, hattâ görünmeyene dahî aşkla yönelenlerinki de…
Sevgideki büyüme, zirvelerden kopan kar topunun yuvarlandıkça çığ oluşundaki tezahür gibi… Sevgiyi büyütmek, tabii olarak sevgiye layık âlem halkının hukukuna riayeti de mecbur kılar. Onları incitmemek, aşkın sevkiyle onlarda erimenin asgarî şartı olan bir kabule mazhariyet, red ile karşılaşmamak için, incinmediği kadar incitmemek de elzem.
Yoksa organ naklindeki “doku uyuşmazlığı”ndan beter bir hüsran kapıdadır.
*
Molla meşreplerin “helal-haram” kalıplarını bilmese de, aşka hürmeti olan âşık, o kalıpları an be an keşfedemez mi?
Âlemdeki âşikâr muhabbet deverânını gör/e/meyen, aslında neye “şehâdet” etmiş olur ki?
*
Arifler Satrancı’nda “Vüsul” durağına “aşk”tan gayrısıyla yol verilmezmiş!
*
“Birbirinizi sevmedikçe îman etmiş olmazsınız, îman etmedikçe de cennete giremezsiniz” mi diyordu, o şehadet ilkesini getiren Rahmet Kapısı?
…
Sevgisiz, saygısız Tevhid olmaz vesselam!
İster eskilerin bütün laflarına hâfız ol!
Mutlaka şimdinin içindeki hikmete dokunulacak! Yani illâ sevgi, illâ sevgiden gelen ferâgat, illâ aşkla canını sevgilinin eşiğine koymak…
Sevmeyen gönül ölüdür. O kimseler yeryüzüne beden gezdirmeye gelmişlerdir, o kadar!
Gönüllerindeki Hakk sırrını da çürütmektedirler vesselam…
İşte cehennem!
*
Aşksızlara verme öğüt,
Öğüdünden alır değil.
Aşksız kişi hayvan olur,
Hayvan öğüt bilir değil.
…
Yunus olma câhillerden,
Irak olma ehillerden,
Câhil ne var mümin ise,
Câhillikten kalır değil.