Huzur safiyette!
Sâfiyete geri dönmek de elimizde.
Tövbelerle arınmanın anlamına dikkat etmek gerek.
Çünki tövbe, aslî öznemiz olan Nefha-i İlâhî’nin sâfiyetine geri dönmek demek!
Yâni “İHLÂS”a!..
Günahlar ise, en çok, insanı parçalı varlık algısına sevk etmeleri sebebiyle tahripkar oluyorlar.
Âlemi, düştüğümüz hatâ ile, Tevhidî karakterine rağmen, nefsin taraf olduğu bir yerden görmeye başlıyoruz. “Kalplerinde eğrilik olanlar” Hitab-ı İlâhîsi’nin işâret buyurduğu, Hakikat’e kapalı anlama, o haramı terk etmeyenlerdeki hastalığın tasviri gibi görünüyor. O ben merkezli anlam verme psikolojisinden, inşadan, cemiyet hayrının beklenmesine imkan var mı? Kalbindeki önceliği iktidar şehveti olanların Hakk’a hürmet “taktikleri” sadra şifa verici bir huzur ve hikmetin zuhuruna kapı açar mı?..
*
Günahlar her şeyden evvel bizim ontik kavrayış ve bilgi üretiş mekanizmamızı darmadağın ettikleri için zararlılar… Her günahın ardında Tevhid’e aykırı bir kesret üretme keyfiyeti var…
Bu “kesret” itibarî bir şey. Günahkarın idrakinde ve kendini idrakinde ortaya çıkan bir hastalanış… Gerçekliğin asıl mahiyetini örten, tüketen, tahripkar bir algı kanseri…
Tövbe ise bizi yeniden Tevhid’in âsûde âlemine iâde etmektedir.
Tövbe ve birlik psikolojisinden doğacak varlık algısında düşman, ötekiler-ben zıtlaşmasının yerini, varlıktaki kozmik akrabalık kavrayışı, dolayısıyla ona bağlı olacak bir bilgi türü alacaktır.
Huzur kıt’asının kapısı tövbedir vesselam!
Haz 17 2015