Hiçliğin Varlığı

IMG_1544Bir gün varız bir gün yok! Kimisine göre bahar kimisine göre kara kış olan ölüm, elvan elvan hâlleriyle her an kapımızda. Ancak bu cümle yalnızca mekâna bağlı bir varlığı veyahut yokluğu ifade etmiyor. Çünkü insan mekân değiştirmeksizin olduğu yerde bir gün var iken diğer gün yok olabiliyor. Varlık ve yokluktaki bu ince çizgi insanı hayrete düşürse dahi bu böyledir. Birkaç dakika önce yanında olanın varlığıyla mamur olan ruh, her yeni firakla yokluk dünyasına bir adım daha yaklaşır. Bu yok oluş hiçbir zaman var olmadığını hatırlatır insana. Ve yine yokken nasıl var olunduğunu da öğretir zamanla. Bu süreçte ince ince işlenir ruh. “Hiç olma” arzusunda dahi değilken başa gelen musibetler, yüce takdir ile hayra vesile olur. Enaniyetin, kibrin, “en olma”nın peşindeki âciz zatlar, yokluğun penceresinden dünyaya bakmayı öğrenir. Böylece adım adım hiçliğin kulluktaki payesi idrake yeltenilir. Zaman ise artık mühim bir unsur olmaktan çıkmıştır. Belirteçlerin müdahilliğine hacetliğin derde çare olmadığı netleşmiştir. Yaşlılık da korkutmaz o insanı bundan böyle… Çünkü hiçliğin yaşı yoktur. Evvelâ hiç olmak vardır ve badehu hiç olmak… Bu hâlin hâl ilmindeki sirayeti, susmanın neticeyi ertelemesi ve konuşmanın aceleye getirmesini idrakle başlar. Mühim olan ilmince yaşamaktır, muttasılan… Çünkü ruhun cana üflendiği andan itibaren insanı muteber kılan husus, hâl ile kâl (söz) ilmindeki tutarlılıktır. İbn Hazm’ın da dediği üzere “İnsanın ne denli akıllı olduğunun kanıtı yaptığı seçimdir.” Bu yol ne denli tehî ve ebedî olursa olsun, yürümekte kararlı olanlar ve seçimini yapabilenler, nefsin şehirlerinde dolaşırken bir anda yollarının bu menzile düşeceğini bilmelidirler. “Kibirsizlik iddiasında bulunma! Zira kibir denen huy, karanlık gecede siyah taşın üzerindeki karıncanın ayak izi gibidir.” der Baharistan adlı eserinde Abdurrahman Câmî. Bu makam da arzulara ket vurmanın değil, arzulanan hususlara ulaşmada izlenen yolun mektebidir. Yine kibirsizlik, tevazuunun tecessümü, hoşgörünün menzili iddiasında değildir. Hatta bu iddiasızlığı onu iddialı kılmaktadır. Hiçlik makamının sahibi, dünyadaki tüm iyi sıfatlarla donanabilme potansiyelini bilir ancak bunun subuti bir sıfatla gerçekleştirileceğinin de idrakindedir. Ve bu yönüyle de her an eksik olduğunun bilinciyle hareket eder. O, hiçliğin varlığıdır. Bir bakıma hem vardır hem yok…

Bir cevap yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.