Şaban-ı Veli ve Şabaniyye Kültürü UNESCO’ya Taşınmalıdır

10172620_10153236057809396_6125720233370268343_nKastamonu Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi ve Şeyh Şa’ban-ı Velî Değerler Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 04-06 Mayıs 2014 tarihinde II. Uluslararası Şeyh Şa’ban-ı Veli Sempozyumu düzenleyeceğini ilan etti. Sempozyumun alt başlığı “Kastamonu’nun Manevi Mimarları”dır. İlgilenenler Üniversitenin internet sayfasından sempozyumla ilgili ayrıntılı bilgiye ulaşabilir. Sempozyumun ilki 2012 yılı mayıs ayında düzenlemişti ve sempozyumun devamının geleceği söylenmişti. Bu haber bu açıdan çok önemlidir. Kastamonu Üniversitesi bu konuda verdiği sözü tutmuştur. Söz konusu sempozyumda bir enstitünün kurulması konusunda da değerlendirme yapılacağı ifade edilmiş ancak Şeyh Şabân-ı Velî adını taşıyan bir “Değerler Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi” açılmıştır.

konferans

Kastamonu’ya birçok evliya, mürşit, ilim erbabı ve mürit uğramış ve orada mesken tutmuştur. Tasavvuf tarihinde çok önemli bir yeri olan Halvetîye tarikatının Şabâniyye kolunun kurucusu olan Şeyh Şabân-ı Velî de bunlardan biridir. Konunun erbabından, Hz. Pîr’in şerîat ve hakîkati içeren yenilikçi düşüncesiyle aşka, marifete, vahdet-i vücûda dayalı seyr ü sülûk anlayışıyla ve bilhassa “pîr-i hatem” oluşuyla tasavvuf ve tarikatlar tarihinde önemli bir yeri olduğu; Şabân-ı Velî’nin insanların ve cinlerin mürşidi olduğu, her iki âleme de tasarruf ettiğine inanıldığı, kendisine “Mürşidü’s-Sakaleyn” ünvânı verildiğini öğreniyoruz. Merak edenler Mustafa Tatcı’nın “Hazret-i Pîr Şeyh Şabân-ı Velî ve Şabâniyye” adlı kitabından daha ayrıntılı bilgi edinebilirler. Söz konusu eserden özetle Hz. Pîr’le ilgili şu bilgileri verebiliriz:
Şeyh Şaban-ı Veli Camii

Hz. Pîr’in 905/1499-1500 tarihinde doğduğu sanılmaktadır. Şeyh Şabân-ı Velî, anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiştir. Kendisini hayırsever bir hanım evlat edinmiş ve ilk terbiyesinden sonra bu hanım, Şeyh Şabân-ı Velî’yi öğrenim yapması için İstanbul’a göndermiştir. II. Bâyezîd döneminde İstanbul’a gelen Hz. Pîr, dinî ilimlerde ilerledikçe tatmin olamayıp tasavvufa yönelmiştir. Gördüğü bir rüyada “Vatan-ı aslînize gidiniz.” denilmesi üzerine büyük bir ihtimalle 1519 yılında beş arkadaşıyla birlikte İstanbul’dan Kastamonu’ya dönmek üzere yola çıkar. Düzce ile Bolu arasındaki Konrapa’da Cemâl-i Halvetî’nin halîfelerinden Hayreddîn-i Tokadî (ö. 1525) ile karşılaşırlar ve onun dervîşi olur. On iki yıl Hayreddîn-i Tokadî’nin hizmetinde bulunur.

99570,saban-i-veli-vakif-muzesi

Hz. Pîr, sülûkunu tamamlayıp irşâd olduktan sonra halîfe olarak muhtemelen 1530-31 senesinden sonra bir tarihte Kastamonu’ya gönderilmiştir. Şeyh Şabân-ı Velî, Ömerü’l-Fuâdî’nin Menâkıbnâme’deki beyânına göre 18 Zilkade 976/4 Mayıs 1569 Çarşamba günü bu dünyadan göçmüş, tekkesinin bahçesine defnedilmiştir. Hz. Pîr, Anadolu’nun dört önemli şahsiyetinden biridir: Konya’da Mevlâna, Ankara’da Hacı Bayram-ı Velî, Nevşehir’de Hacı Bektaş-ı Velî ve Kastamonu’da Şeyh Şabân-ı Velî.

Şeyh Şaban-ı Veli Camii, Kastamonu

Şeyh Şabân-ı Velî’nin, tevazu göstererek -çok büyük bir âlim olduğu hâlde- halka ümmî sûretinde göründüğü nakledilmektedir. Şabân-ı Velî tarafından tesis edilen Şabâniyye’de sâlik, şerîat, tarîkat, marifet ve hakikat makamlarından geçerken zâhir ve bâtına ait kurallara riayet etmek durumundadır. Hz. Pîr dervîşlerine; “Meczup değil, câzip olunuz.” diyerek onlardan manevî makamları yaşarken kendilerini kaybetmeden içleri Hak, dışları halkla olmalarını istemiştir. Diğer taraftan Şabâniyye, ulü’l-emre olan saygısıyla devlet otoriteleri tarafından her dönemde saygı duyulan bir tasavvuf yolu olmuştur.

Hz. Pîr takipçilerinin iki bin beş yüz ciltlik eserleri olduğunu, en çok bestelenen ilahilerin bu yolda söylenen ilahiler olduğunu Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tatcı, 27 Aralık 2013 Cuma günü “Yunus Emre’den Niyâzî-i Mısrî’ye Tasavvuf Dilimiz” adıyla Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümü tarafından düzenlenen konferansta tekrar dile getirdi. Tatcı’nın bu konferansta dile getirdiği çok önemli bir başka konu da 2019 yılının UNESCO tarafından Şeyh Şa’bân-ı Velî yılı ilan edilmesi gerektiğiydi.

 

Şabân-ı Velî XIV-XV. yüzyıllarda Azerbaycan’da kurulan, Osmanlı coğrafyasında ve dünyada yayılan tasavvuf tarihimizin en etkili tasavvuf mektebi olan Halvetilik’in Kastamonu’daki temsilcisidir. 2013 yılı UNESCO tarafından bu tasavvuf mektebini XV. yüzyılda yeniden sistemleştiren ve yayılmasını sağlayan “Seyyid Yahya Şirvanî Yılı” ilan edilmiştir. 2013 yılı Seyyid Yahya Şirvanî’nin vefatının 550. yılıydı. 2019 yılı ise Hz. Pîr’in vuslatının 450. yılıdır. Kültür Bakanlığı’nın desteğini alarak gerek Kastamonu Valiliği gerekse Kastamonu Üniversitesi Şeyh Şa’ban-ı Velî Değerler Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezinin bu konuda girişimlerde bulunması gerekmektedir. Bir ekip kurularak bu tarihe kadar konuyla ilgili belli başlı kaynaklardan en az yüz eser günümüz alfabesine aktarılmalı, en az on eser İngilizceye çevrilmeli, Şabânî bestekârların ilahileri toplanmalı, CD’ler hazırlanmalı, hat yarışmaları açılmalı, tâc-ı şerif gibi mürşid ve dervişânın şahsi ve günlük eşyaları gibi görsel malzemeler toplanmalıdır. Ayrıca Kastamonu Valiliği, Kastamonu’nun “Kültür Başkenti” olması için de müracaat edebilir. Kastamonu, tarihî ve kültürel birikime sahip bir şehirdir.

 

Yukarıda sıraladıklarımız sebebiyle 2019 yılının Hz. Pîr Şeyh Şa’bân-ı Velî yılı ilan edilmesinin gerekçeleri fazlasıyla mevcuttur. Bu, Kastamonu’nun Hz. Pîr’e karşı boynunun borcudur.

 

Bir cevap yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.